İzmir’de Hastanelerde Ağır Bakım Yetersizliği: 12 Saat Bekleme Mühleti

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Haber : TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL

(İZMİR) – Hastanelerin ağır bakım servislerindeki yetersizlik artarak devam ediyor. İzmir‘in Çiğli ilçesinde yaşayan Sercan Türkmen, Çiğli Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan annesi Sabiha Teneler’in 12 saat boyunca ağır bakım beklediğini ve 2 bin 60 yatak kapasiteli İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi‘ndeki ağır bakımda yer bulunamadığını söyledi.

Ülke genelinde hastanelerin ağır bakımlarındaki yetersizlik nedeniyle şikayetler artıyor. İzmir’in Çiğli ilçesinde ikamet eden Sercan Türkmen, ağır bakım konusunda yaşadığı meseleleri ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Türkmen, kırmızı alandan Çiğli Devlet Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılan annesi Sabiha Teneler’in ağır bakımda yatak bulunamaması nedeniyle 12 saat boyunca beklediğini söyledi. Türkmen, şunları söyledi:

” Şehir Hastanesi‘nin de ağır bakımının yetersiz olması da bana bir değişik geldi”

“Annem yaklaşık bir buçuk aydır zati bir sıhhat sorunu yaşıyordu. Ortada acile gidiyorduk. Aşikâr bir mühlet Bakırçay Çiğli Devlet Hastanesi’nde kardiyoloji servisinde de yatırıldı. Bir orta durumunu güzel görüp servisten meskene taburcu edildi. Geçtiğimiz çarşamba günü öğlen saatlerinde 14.00’te tekrardan bu kötüleşti. Acil servise kaldırdık ambulansla birlikte kırmızı alana sokuldu. Çiğli Devlet Hastanesi’nde akşam saat 18.30 sıralarında ağır bakım ünitesine yatması gerektiği söylendi. Ağır bakım ünitesinin, İzmir ve etrafında olmadığı belirtildi o tarafta. Bütün civardaki hastanelerde ağır bakım ünitesi araştırılmış vilayet dışı da dahil. Lakin rastgele bir yer bulunmamış. ve birebir hastanede Bakırçay Üniversitesi Çiğli Devlet Hastanesi’nde annemle birlikte dört hasta daha ağır bakım ünitesi bekliyormuş. Kamu hastanelerinde ağır bakım ünitesinin yetersiz olması… Ayrıyeten ballandıra ballandıra anlatıp da Şehir Hastanesi açmışlardı İzmir’de. Kent Hastanesi’nin de ağır bakımının yetersiz olması da bana bir enteresan geldi. Ben sabaha kadar annemin yanındaydım. Lakin bu müddet içerisinde başına bir şey gelse bunun hesabını bize kim verecekti? Yani ağır bakım ünitesine geçmesi gereken hasta, yaklaşık 12 saat acil kırmızı alanda neden bekletildi? Yani bunun hesabını kim nasıl verecek? Orada o insanlara bir şey olsa nasıl hesap verecekler?”

“Bizim yani durumumuz olsa özel hastaneye götürürdük değil mi acile”

Annesi kamu hastanesinden sevk edilmiş olmasına karşın özel hastanede uygulanacak birtakım süreçlerin fiyata tabi olduğunu söz eden Türkmen, şunları kaydetti:

“Çarşamba günü ağır bakım servisi söylediği saat işte 18.40 civarlarında ağır bakıma yatacağını söylemişlerdi. Sabah saat 07.00’de İzmir Torbalı’da özel bir hastanenin ağır bakım servisinin müsait olduğu ve oraya nakledileceği söylendi. Çiğli ile Torbalı ortası yaklaşık 100 kilometre falan. Bu ortada bir şey de olabilirdi yani. Özel hastaneye sevk edildi. Lakin ağır bakım ünitesini evet devlet karşılıyor. Bunun farkındayız. Lakin annemin orada bir tepki gösterdiği anda ameliyatlık bir durumu olduğu vakit bunu devlet karşılayacak mı? Dediklerine nazaran kalp ile ilgili bir zahmet olduğu vakit devlet buraya kadar bakıyor. Ama kalbin dışında rastgele bir tepki gösterdiği vakit telefonla bizi arayıp devam edelim mi? Yani ameliyata alalım mı diye onay alacaklar bizden. Nasıl olacak bu işler? Anlamıyorum yani. Ben burayı çözemedim bir türlü. Kalp dışındaki rastgele bir ameliyatta fiyata tabi tutulacağını anladım ben. Bu bana yanlış geldi. Diyelim ki akciğerinde nefes darlığı yaşıyorsa, akciğerinde bir rastgele bir tepki gösterdiyse acil bir ameliyata alınması gerekiyorsa bizim onayımız olmadan çabucak ameliyata alınması gerekiyor. O anda vefatla perçeleşiyor olabilir. Şayet özel hastaneye sevk ediyorsan bir kamu hastanesi olarak bunu sorgusuz sualsiz ameliyata alman gerekiyor. Bizim yani durumumuz olsa özel hastaneye götürürdük değil mi acile? Orada süreçlerini başlatırdık. Biz kamuya güvendik, kamuya gittik. Ambulans kamuya götürdü. Ben 100 kilometre ötedeki hastaneye götürmeyi bilirdim. Orada yeterli hekimler var. Evet ben de biliyorum. Ancak hepsi fiyata tabi.”

“Üçüncü basamak ve ağır bakım kâfi mi?”

Olası bir afet durumunda İzmir’de yaşanabilecek sıkıntılara dikkat çeken Türkmen, Sıhhat Bakanlığı’na seslenerek şu sözleri kullandı:

“Her şey çok güç. Bu memleket bunu hak etmiyor. Eğitimden tutun sıhhate, sağlıktan tutun adalete, adaletten tutun birçok şeye… Bu ülkenin bu durumda olması, insanların zahmet çekmesini istemiyorum yani. Yani adalet olmayınca sıhhat da olmuyormuş ben onu anladım. Adaletli bir ülkede yaşasak sıhhatimiz da olur, eğitimimiz de olur her şeyimiz olur. Sağlık Bakanlığı ne iş yapar bu bahiste? Bir haber izledim. Bayanların doğumuyla mı ilgileneceksin kardeşim? Sana ne. Kim ne yaparsa yapsın. Sağlık Bakanlığı olarak da hastanelerini denetim et, ağır bakımlarını tedarik et. Bugün İzmir’de bir sarsıntı olsa ağır bakımlar kâfi mi? Üçüncü basamak ağır bakım kâfi mi? Bana onu söylesinler.”