Yeşilçam’ın efsane sineması ‘Neşeli Günler’in esin kaynağı İzmir’deki turşucu dükkanı çıktı

Türk sinemasının sevilen sinemalarından ‘Neşeli Günler’in esin kaynağının, İzmir‘de bulunan ‘turşucu Hasan usta’ olduğu ortaya çıktı. Birçok eserin turşu yapıldığı 64 yıllık bu turşucu dükkanını görenler şaşkınlık içerisinde kalırken, efsane sineması izleyenleri ise maziye götürüyor. Sinemanın ortaya çıkış öyküsü ise Yeşilçam’ın usta ismi Adile Naşit‘in iş yerini görmesiyle başlıyor.

Türk sinemasının efsanelerinden; Adile Naşit, Münir Özkul, Şener Şen, Ayşen Gruda üzere usta isimlerin rol aldığı 1978 imali ‘Neşeli Günler’ sinemasına ilham kaynağı olan turşucu dükkanı, İzmir‘in Narlıdere ilçesinde yer alıyor. Turşucu dükkanının işletmecisi 83 yaşındaki İbrahim Türksever, babası ve annesinden miras kalan 64 yılık iş yerini heyecanla devam ettiriyor. İş yerinde tam 90 çeşit turşu çeşidi yer alırken, 1959 yılında açılan dükkan turşularıyla İzmirlilerin sofralarını süslüyor.

İşte sinemanın hikayesi

İbrahim Türksever’in aktardığına nazaran sinemanın ortaya çıkış öyküsü de bir o kadar farklı. O periyotlarda, İzmir Fuarı’ndaki aktifliklerin ağır olduğu vakitlerde sanatkarlar fuar alanına gelir ve programlara katılırdı. Gelen sanatkarlar ortasında ise Adile Naşit üzere usta isimlerde yer alıyordu. Daha sonrada ise Adile Naşit, 1959 yılından beri işletilen turşucu dükkanını görür ve bir ziyaret yapar. İbrahim Türksever’in hayatını yitiren anne ve babasıyla yakınlık kuran Adile Naşit, yıllar içerisinde de dostluğunu pekiştirir. Böylece ‘Neşeli Günler’ sineması, turşucu Hasan ustadan esinlenerek ortaya çıkar ve uzun yıllar hafızalarda kalır.

Türksever, “Dükkanın ismi olan Hasan amca babamdır. Annem ve babam manavcılık yaparken küçük bir bahçemiz vardı. Bahçemizde yetiştirdiğimiz zerzevat ve meyveleri satıyorduk. Artan eserleri de ziyan olmasın diye turşu yapıyorduk. Müşterilerimiz turşuya ilgi gösterince turşucu dükkanını açtık. Sevinçli Günler sinemasına de mevzu oldu” sözlerine yer verdi.

Türksever, “İzmir Fuarında aktifliklerin ağır olduğu devirlerde sanatkarlar fuara gelirdi. Gelen sanatkarlar ortasında Adile Naşit üzere isimler de yer alırdı. Adile Naşit o periyotlarda öteki arkadaşlarıyla birlikte turşucu dükkanımızı ziyaret edip; çayımızı, kahvemizi, yemeğimizi yerlerdi. Vakit içerisinde tiyatro oyuncuları ve annemle babam ortasındaki bağ pekişti ve bir dostluk oluştu. Adile Naşit ve takımı de bize ‘Neşeli Günler’ sinemasının bizim turşucu dükkanımızdan esinlenerek ortaya çıktığını söyledi. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum” halinde konuştu.

Çam kozalağının bile turşusu var

Yenilebilir 90 çeşit turşunun bulunduğunu söz eden İbrahim Türksever, “Biz yenilebilir zerzevat ve meyve olarak her şeyin turşusunu yapıyoruz. Erik, kavun, portakal üzere birçok meyve ve zerzevattan turşu yapıyoruz. Müşterilerimiz turşularımızı çok seviyor. Çam kozalağının da turşusunu yaptık. Onu da aroma için üretiyoruz ve çok hoş bir aroması var. Hem yaşlı kesim hem genç kesim bizden turşu suyu alıyor” dedi.

İyi turşunun birinci evvel taze zerzevat ve meyveden yapılması gerektiğini söyleyen Türksever, “Taze meyve ve sebzelerin yeterlice temizlenmesi gerekir. Bizim kullandığımız aromalar doğal bir formülasyondan oluşuyor. Bunu hiç bozmadık. Bu yüzden turşularımız lezzetli. Taze ve doğal eserle yapılan turşu tıpkı vakitte soğuk yerde koruma edilmelidir. Böylelikle turşu gitgide güzelleşiyor” halinde aktardı.

Kış mevsiminin gelmesiyle turşunun sıhhat açısından yenmesi gerektiğini aktaran Türksever kelamlarını şöyle sürdürdü;

“Havalar soğudu, kış mevsimine giriyoruz. Kış mevsimi aslında sebzelerin yavaş yavaş bittiği bir mevsim. Akademisyenlerin de belirttiği üzere turşunun birçok yararı var. Derler ya ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ diye ben de diyorum ki perhize gerek yok lahana turşusu her kaygıya devadır. Kışın kimi hastalıklardan korunmak için ailelere de turşu yemelerini tavsiye ediyorum.” – İZMİR