Dilruba Kayserilioğlu, ‘Cumhurbaşkanına Hakaret’ Davasında Savunma Yaptı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

(İZMİR) – Bir sokak röportajında Instagram’a erişim manisi getirilmesine ait kullandığı sözler nedeniyle yargılanan Dilruba Kayserilioğlu, “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla hakim karşısına çıktı. Duruşma sonrası açıklama yapan Kayserilioğlu, “İfade özgürlüğü kapsamında tenkitlerimi lisana getirdim. Bu dava, şahsi alınıp gündemde hiçbir cürüm yokmuş üzere, katiller kol gezmiyormuş üzere, her şey güllük gülistanlıkmış üzere hala daha benim üstümden yürünmeye devam ediyor.  Ben hatasız olduğumu her vakit söylüyorum. Her vakit da beraat edeceğime inanıyorum” dedi.

Bir sokak röportajında Instagram’a erişim pürüzü getirilmesine ait kullandığı tabirler nedeniyle yargılanan Dilruba Kayserilioğlu, bir defa daha hakim karşısına çıktı.

“Cumhurbaşkanına hakaret”ten yargılanan Kayserilioğlu’nun duruşması bugün görülürken; savcı mütalaasında Kayserilioğlu’nun Türk Ceza Kanunu’nun 299. hususunun birinci ve ikinci fıkrasında yer alan kararlar kapsamında 1 yıldan 4 yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.

Savunma makamının temel hakkında beyanı için duruşma 31 Ekim tarihine ertelenirken; Kayserilioğlu ve avukatı Hüseyin Yıldız, duruşma sonrasında basın açıklaması yaptı.

Kayserilioğlu: “Kazanacağıma hukukun da direkt yana olacağına sonuna kadar inanıyorum”

Sokak röportajında fikir ve söz özgürlüğü hakkını kullandığının altını çizen Kayserilioğlu, şunları söyledi:

“Ben her vakit üstüne basa basa söyledim. Söz özgürlüğü kapsamında tenkitlerimi lisana getirdim. Hala bu tenkitlerimin de ardındayım. Zira fikir ve tabir özgürlüğü var. Dava hala devam ediyor. Bu dava, şahsi alınıp gündemde hiçbir hata yokmuş üzere, katiller kol gezmiyormuş üzere, her şey güllük gülistanlıkmış üzere hala daha benim üstümden yürünmeye devam ediyor. Ben hatasız olduğumu her vakit söylüyorum. Her vakit da beraat edeceğime inanıyorum. Fikirlerimin her vakit gerisinde olduğumu savunuyorum. Bir Türk vatandaşı olarak tenkitlerimi lisana getirdim. Avukatlarım da davanın takipçisi. Gittiği yere kadar onlar götürme niyetinde. Biz de götürme niyetindeyiz. Vatandaş olarak haklı olduğum için kazanacağıma hukukun da direkt yana olacağına sonuna kadar inanıyorum.”

Yıldız: “Beraat etmesinin kuvvetle beklenen olduğuna inanıyoruz”

Dilruba’nın beraatine karar verileceğine inandıklarını belirten Avukat Yıldız, şunları kaydetti:

“Bugün Dilruba’nın yaptığı bir röportaj yüzünden açılan ikinci davasını yani ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla açılan davanın birinci duruşmasına girdik. Birinci duruşmada savcı temel hakkındaki mütalaasını Dilruba’nın cezalandırılması istikametinde açıkladı. Biz de temel hakkındaki mütalaaya karşı beyanlarımızı sunmak için mühlet talebinde bulunuyoruz. ve duruşma 31 Ekim saat 14.30’a ertelendi. Olağanda biz asliye cezada görülen davalarda bu türlü bir ay sonraya duruşma günü alamıyoruz ancak bu evrakta bir ay sonra duruşma günü aldık. Türkiye’de hukuka itimat yüzde 20’nin altına düşse de bizim hukuka olan itimadımız tam. Biz müvekkilimizin tabir özgürlüğü kapsamında beyanlarını her Türk vatandaşı üzere idareye karşı olan tenkitlerini lisana getirdiğine inanıyoruz. ve hatasız olduğuna inanıyoruz. Beraat etmesinin kuvvetle mümkün olduğuna inanıyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’yla ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle de teminat altına alınmış bir tabir özgürlüğünü anlatıyor. Demokrasinin gereği yöneticilerimizin biraz daha tenkide açık olması gerekiyor. O nedenle biz Dilruba’nın uçsuz olduğuna inanıyoruz. Kuvvetle mümkün beraat edeceğine inanıyoruz. Zira hukuk, adalet gün gelecek elbette bir gün bize doğruyu söyleyecektir.”

“Hukuka ve adalete olan inancımızı yitirmiyoruz”

Davanın süratli görüldüğüne dikkat çeken Yıldız, şu sözleri kullandı:

“14 Ağustos’ta iddianamesi yazıldı birinci evrakın. 3 Eylül’de duruşmasına girdik ve karara çıktı. Biz 3 Eylül’de öbür belgenin duruşmasına girdik. 2 Eylül’de bakanlık kovuşturma müsaadesi verdi Dilruba hakkında. Biz hukuka ve adalete olan inancımızı yitirmiyoruz. Bizim inancımız tam. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. ve inanıyorum yargıçlar de savcılar da bu hukuk kuralları çerçevesinde vicdani kanaatlerine uygun olarak karar verecektir.”